YÜZBAŞI ŞERAFETTİN BEYİN ÖYKÜSÜ
- 7 Eyl 2022
- 3 dakikada okunur
9 Eylül 1922 tarihinde Konak’ta bugünkü Hükumet binasının olduğu yerdeki göndere Türk Bayrağımızı çeken Yüzbaşı Şerafettin Beyin öyküsünü Dr. Umut Cafer Karadoğan’ın 25-11-2015 tarihli makalesinden kısa alıntılar yaparak bu anlamlı günümüzü yazmak istedim.
Yüzbaşı Şerafettin Bey, Kırımlı Yüzbaşı İbrahim beyin oğlu olarak 1889 tarihinde İstanbul’da doğmuş. Harp okulunu bitirdikten sonra subay olmuş. Balkan ve l. Dünya harplerine katılmış. Çanakkale ve Trablusgarp cephelerinde de dövüşmüş. Büyük taarruzda 2.Süvari Tümeni 4. Alayı ile Belova, Kula, Dereköy, Sabuncubeli muharebeleri sonunda, Bornova ve İzmir’in kurtuluşunu sağlayan Şerafettin Bey, üzerine pasaporta bir Rum çete üyesi tarafından atılan bomba sonucunda yaralanmış olmasına rağmen, Konakta Yunan Bayrağını indirerek, Türk Bayrağımızı göndere çeken Yüzbaşı olarak tarihimizde yeri olmuş. (1)
10 Eylül günü Mustafa Kemal Paşa, yanında Fevzi ve İsmet Paşalar ile birlikte İzmir’e geldikten iki gün sonra Yüzbaşı Şerafettin Beye İzmir adını vererek, bu ismi ile beraber kullanmasını önermiş. Genç yüzbaşı, soyadı kanununa kadar bu adı da ismi ile birlikte kullanmış. Soyadı kanunundan sonra İzmir soyadını almış.
Sakarya savaşının bitiminde, kurtuluş savaşı hazırlıkları sürerken 7 Ocak 1922 tarihinde, Buhara halkı adına gelen heyetçe, üç kılıç getirilmiş, birisi Mustafa Kemal Paşaya, diğeri İsmet Paşaya verilmiş. Fakat üçüncü kılıcın sahibi belirtilmemiş. Buhara heyeti bu kılıcın İzmir'e ilk girecek kahramana verilmesi için saklanmasını Mustafa Kemal Paşa’dan rica etmiş. Bu kılıç sıradan bir kılıç değilmiş, Timur’un İzmir’i alırken taktığı kılıçmış.
Ayrıca; Beyrut esnafından Yahudi bir esnaf olan Misbah Efendi de aynı amaçla 500 altın ödül koymuş.
Yaşanan bu gelişmeler Batı Cephesi komutanlığı tarafından bir genelge ile askerlere duyurulmuş.
15 Eylül günü Kılıç Yüzbaşı Şerafettin Beye, 500 altın para da Şerafettin ve Zeki Yüzbaşılar arasında paylaştırılıp kendilerine verilmiş.
Yüzbaşı Şerafettin Beyin konakta Türk Bayrağımızı göndere çekmesine müteakip, Yüzbaşı Zeki Bey de Kadife kalede bayrağımızı kaleye dikmiş. Bu nedenle mevcut altın iki yüzbaşı arasında bölüştürülmüş.
Şerafettin Bey kalp krizinden ölmeden önce aldığı evin biraz borcu varmış. Felç geçirdiğinden zor duruma düşmüş. İzmir halkı bir kampanya yaparak ona ev almak istemiş. Fakat Şerafettin Bey “Benim yaptığım vatan ve askerlik vazifesinden ibarettir” diyerek bunu kabul etmemiş. O kılıcı da “ailesinden çok milletin malı olduğunu” söyleyerek İzmir’de kurulacak müzeye verilmesini eşinden istemiş. (2)
Şerafettin Bey 195l yılında vefat edince, eşi Siret Hanım, İzmir’de açılması planlanan İnkılap Müzesine verilmek üzere İstanbul Valiliğine kılıcı teslim etmiş.
Maalesef bu kılıç kayıp olmuş, yerine ulaşmamış.
Yine 8-9-2013 tarihli Yeni Asır gazetesine Şafak İnce, Dokuz Eylül Üniversitesi Prof. Dr. Kemal Arı’nın bilgilerine bağlı olarak bir haber yazmış. Bu haberde; Bu kılıcın diğer kılıçlardan farklı olduğunu, Timur’a ait üzerinde değerli taşların bulunduğunu belirtmiş. Şerafettin Beyin kızı Gönül hanımın da ailesi tarafından teslim edilen bu kılıcın bulunmasını istediğini haber olarak duyurmuş. (3)
Albay olarak malulen emekli olan Yüzbaşı Şerafettin Beyin öyküsü bu şekilde kaynaklarda anlatılmış.
Pasaportta çete üyesi Rum tarafından üzerine atılan bomba, eğer atı şaha kalkmamış olsa idi, Şerafettin Beyi öldürecekmiş. Çünkü atın karın kısmı parçalanmış, bomba ata isabet etmiş. Ağır yaralanan Şerafettin beyin yarası orada sarılmış, o yine de Konak meydanına gitmiş ve bugünkü hükümet binasının balkonundaki göndere göğsünden çıkardığı bayrağı çekmiş. Yaralanmasından dolayı bayrağın kanlanmış olduğunu görmüş.
Felç olmasının nedeni de sinirlerini tahrip den bu yaralanma imiş. Şerafettin Bey, 6 Kasım 1951 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini yummuş. Yüzbaşı Şerafettin Bey 9 Eylül’de Hükümet Konağına bayrak çeken, ödül olarak da Atatürk tarafından Buhara’dan gelen değerli kılıcın verildiği, bir kahramandır. Prof. Dr. Kemal Arı, bu hususları “Üçüncü Kılıç” kitabında da geniş olarak anlatmış ve yazmıştır.(4)
Hasan OKURSOY 9 Eylül 2020 Yelki
Kaynak; 1-Prof. Dr. Kemal Arı, İzmir’in Kurtuluşu, Zeus Kitabevi, İzmir-2007 2-Dr. Umut Cafer Karadoğan, Beyaz Tarih’te yayımlanan 25-11-2015 tarihli Makalesi. 3-Şafak İnce, 8-9-2013 tarihli Yeni asır gazetesi haberi. 4-Prof.Dr. Kemal Arı, Üçüncü Kılıç, 5. Baskı, Zeus Yayınları, İzmir-2011.
