top of page

YOLLAR-41

Prof. Dr. Doğan KUBAN


Doğan Kuban 1926 Paris doğumlu, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu, akademisyen, mimarlık profesörü, mimar olan dayısının yönlendirmesi ile mimarlığı seçmiş. Aynı fakültede asistanlık yapmış daha sonra da akademik kariyerine devam etmiş ve profesör olmuş.

Görüş ve düşünceleri benim hep ilgimi çekti. Farklı bir yapısı var, yazdıkları yalın ve akıcı, çok hoşuma gitti.

Kendisinde Cumhuriyetin aydınlık yüzünü gördüm. 94 Yaşında olmasına rağmen hala yazıp aydınlatmaya devam ediyor.

Teknolojinin tüm imkânlarından yararlanıyor ve kullanarak bizleri aydınlatıyor.

Bu nedenle bu deneme yazımda, yazdıklarından ve kendisi hakkında yazılanlardan alıntı da yaparak onu ve düşüncelerini kısaca anlatmak istedim.

Erengül Birensel 3 Mart 2018 tarihinde Özelkalem Dergisinde, Prof. Dr. Doğan Kuban ile yaptığı söyleşiye yer vermiş.

Bu söyleşide Doğan Kuban;

“Bazen yüz kitap olur, hepsini karıştırırım uykum kaçınca. Bazen psikoloji, bazen felsefe, bazen tarih… O zaman aklıma ne gelirse yazarım. O yüzden benim yazdığım kitapların sayısı çoktur. Elli tane dosya var kitaba dönüşmemiş. Hayatım boyunca para için parmağımı bile oynatmadım hiç. Paramız olmadı, malımız mülkümüz de olmadı ama ihtiyacımız da olmadı.” Diyerek devam etmiş.

“Kendimize bir ev yaptım profesör olduktan sonra. Başka malım yok, arabam yok, kitaplarımdan başka hiçbir şeyim yok. Bir maaşım var, bir de kitap yazarsam üç beş kuruş oradan alırım. Onun dışında bir şey yok. Çok da mesut yaşadım çünkü yapmak istediklerimi yaptım, hala öyle yaparım.”

Diye yazma mutluluğunu anlatmış. (1)

Abdullah Doğmuş 24 Temmuz 2019 tarihinde kendisi ile yapılan söyleşide ise;

“Prof. Dr. Doğan Kuban hocayla 2016 yılında bir konferansta tanıştım. Yazılarını ve kitaplarını takibe almaya başladım. Hayatımda büyük bir etki bıraktığını fark ettim. Kendisiyle sohbet etmeyi çok istedim. Bunun nedeni ise Doğan Kuban’ın gençlerle içli dışlı olması ve biz gençlere çok güvenmesi. Girişimcilik vakfı mülakatında idolüm olarak kimi gördüğüm sorulduğunda, hiç şüphesiz Prof. Dr. Doğan Kuban’ı söyledim. Doğan Kuban, bir mimarlık tarihçisi ve 94 yaşında 63 yıllık akademik hayatında bilimi ve teknolojiyi çağı yakalamak için takip edip yazılar yazıyor. Gençlere bundan sonraki çağın Bilim ve Teknoloji çağı olduğunu her seferinde dile getirip bu alanda çalışmalar yapmamız konusunda tavsiyelerde bulunuyor.” Demiş. (2)

Doğan Kuban, Facebook sayfasında, “Umutsuzluk Yakışmaz” adlı kitabından aldığı bir alıntıya da yer vermiş.

” Cahillerin öğrenmesi gereken bir şey var. Gelişmiş ülkelerin kentleri büyümelerini yüz yıl önce bitirdiler. Dünyanın fakir, gelişmemiş ülkelerinin kentleri devleşiyor. Nüfusu patlayan ülkenin halkı kentlere doluyor. Bunları beslemenin en kolay yolu ucuz, ikinci sınıf, insan enerjisi kullanan sanayilerin gelişmesi. O da inşaat, yapı, yol, maden. Kazma, taşıma ve ithal makine kullanmak müteahhide yeterli. Kent toprağını da ucuza kapatırsan köşeyi döner, lüks Alman otomobillerini kaldırımlara park edersin.” Diyor. (3)

Kendisi ile yapılan bir söyleşide; Türkiye’yi kurtaracak tek şey akıl ve bilimdir.” Diye söyledikten sonra “Bazen güzel şeyler de ortaya çıkıyor. Binlerce bina yapılıyor. Doğal olarak içlerinde de bir iki tane güzel bina olabiliyor. İyi restorasyon örnekleri hala var. Fakat Türkiye’de felsefe olmadığı için maalesef eleştiri kavramı ve kavramsal düşünce pek gelişmedi. Az gelişmiş bir toplumda eleştiri yaptığın zaman küfür etmiş sayılıyorsun. Eleştiriyi henüz Türk toplumu ne anlıyor ne de hazmediyor. Eleştiri olmayınca ne bir yapının ne de herhangi bir şeyin insanla ilişkisini anlamak olası değil.” Diye söylemiş. (4)

Doğan Kuban, “Dünya ile birlikte mi, yoksa köle olarak mı yaşamak istiyorsunuz?” başlıklı yazısının son kısmında;

“Çağdaş olmak, özgür düşünmeyle, özgür öğrenmeyle kesinlikle örtüşen bir davranıştır. Türkiye’de okul sayısı arttıkça geri kalmışlık arttı. Geri kalmışlığın kriteri de mekteplerdeki performansların yetersizliğidir. 80 milyonluk Türkiye’de patent sayısı (belki daha önce tekrarladığım gibi) Örneğin Kore’nin 500 de 1’idir. Avrupa’nın çağdaş yaşam kriterleri de Avrupa’yı tam çağdaş yapmıyor, çünkü bu kriterler ölüm de içeriyor. Fakat düşünce özgürlüğü, öğretim özgürlüğü, üniversite özgürlüğü, demokrasi, bilim, sanat ve bunlara dayalı bir insan ve toplum tanımı Türkiye’yi 1930’ların çağdaşlık ölçütlerine yeniden yaklaştırabilir.” Diye özgür düşünme ve öğrenmeye ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır. (5)

Yine 19 Kasım 2010 tarihli facebook sayfasında “Çağdaşlaşma Sancıları Cehaletten Kavramlara Kavramlardan Kurumlara” yapıtından almış olduğu alıntıya yer vermiş.

"Eğer kentlerimizde klasik müzik konserleri dinleyicilerimiz olmazsa, eğer sporcularımızın nüfusla orantılı sayıda uluslararası başarıları yoksa, eğer yaşam için gerekli enerjiyi yeni teknolojilerle elde edemiyorsak, eğer dışarıya el açmadan halkımızı doyuramazsak, eğer uluslararası sanat ortamına sanatçı yetiştiremezsek, eğer eğitimimiz bilgi toplumunu yaratmak için yeterli değilse ve bütün bu performansları elde edecek toplumsal örgütlemeyi sağlayamazsak, bunu başaranların sadece kölesi kalmak zorundayız." Diye hepimizin dikkatini çekmiş.

Son olarak; 23 Mart 2021 tarihinde yazmış olduğu “Türkiye’nin temel krizi ve eğitime çağdaş nitelik” başlığı altındaki yazısında;

“Eğer İslam’ın çağdaş dünyaya ortak olmasını ve ömrünü sömürge olarak tamamlanmasını engellemek istiyorsak, eğitime çağdaş bir nitelik kazandırmak zorundayız. Bu da diyanet işleri bütçelerini arttırma anlamına gelmez. Burada yapılması gereken bilim ve inancı düşman kardeşler gibi görmeden, bir sağduyu felsefesine ulaşmak zorunda olmamızdır. Bu bilinci, bilgi ve örgüt olarak gerçekleştirmek yeni bir çağdaşlaşma döneminin kapısıdır.” Diye eğitime çağdaş nitelik kazandırılmasını istemiş. (6)

Yazdıklarını beğendim, yazılarını arar dururum, bıkmadan okumaya devam ederim. Bilime inanmış ve yol gösterici tutumunu da takdir ederim. İyi ki var Doğan Kuban öğretmenimiz. Sizi seviyor, sağlık ve mutluluk diliyoruz.

Hasan OKURSOY 6 Haziran 2021 Yelki


Kaynak; (1) Erengül Birensel, 3 Mart 2018 tarihli Özelkalem Dergisi (2)Abdullah Doğmuş, 24 Temmuz 2018 tarihli Söyleşi yazısı, Türkiye Girişimcilik

Vakfı blog sitesi. (3) Doğan Kuban, Umutsuzluk Yakışmaz, adlı kitabından alınan bir alıntı. (4) Doğan Kuban ile yapılan söyleşi, Yalıtım Dergisi 63. Sayı Kasım-Aralık 2006. (5) Doğan Kuban, 14 Aralık 2020 tarihli “Dünya ile birlikte mi, yoksa köle olarak mı yaşamak istiyorsunuz?” yazısı, Herkese Bilim Teknoloji Dergisi, Sayı; 82. (6) Doğan Kuban, 23 Mart 2021 tarihli “Türkiye’nin Temel Krizi ve eğitime çağdaş nitelik” yazısı, Herkese Bilim Teknolojisi, Sayı; 91.

Resim; yapı kredi yayınları, ykykultur.com.tr. den alınmıştır.



bottom of page