top of page

YOLLAR-23

  • 15 Ağu 2022
  • 3 dakikada okunur

HASAN İZZETTİN DİNAMO

Hasan İzzettin Dinamo 1909 Trabzon doğumlu, 1989 yılında da vefat etmiş. Babası ve ağabeyi l. Dünya savaşında şehit düşmüşler. Annesi Şakire Hanım da 1917’de ölünce üç kardeş yetim yurtlarında kalmışlar.

Buse İlkin Yerli, Hasan İzzettin Dinamo’nun kızı Işık Dinamo ile yaptığı söyleşiyi Birgün gazetesinde yazmış. (1)

“Her yaşam kendi içinde inanılmazları barındırıyor. Hele ki bunlar savaş çocukları olursa…” Diyen Işık Hanım, babasının sürgün ve cezalarla geçen, bir de askerlik süresi olduğunu, ilkokulu bitirene kadar dedesi Halil Yalçınkaya, anneannesi Fatma Hanım, May Yayınları sahibi ve gazeteci olan dayısı Mehmet Ali Yalçın’ın yanlarında yaşadığını, daha sonra Ortaokul ve liseyi babasının yanında okuduğunu açıklamış.

Babası, Sivas İlk öğretmen Okulunda öğrenciliği sırasında soyadı kanunu çıkınca “Dinamo” soyadını almış, öğretmeni ve okul müdürü olan Hasan Ali Yücel, “bu soyadın senin başına daha sonra iş açar, değiştir” diye söylese de oralı olmamış. “Bu ad bana yakışandır” demiş.

Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-iş bölümünden tam mezun olacağı sıra 24 Nisan 1935’te “Ey Türk İşçisi ve Köylüsü Teşkilatlan” bildirisini hazırlamış ve 1930’da yazdığı yayımlanmamış Tren şiiri de suç unsuru sayılarak tutuklanıp dört yıl ceza almış.

Kutsal İsyan’ı edebiyatımıza kazandıran, elimizin altında sanki bir belgesel gibi duran böyle kıymetli bir eseri yazan ve birçok eseri olan Hasan İzzettin Dinamo'nun memleketinde, Trabzon Meydan parkında o zamanın belediye meclisi kararı ile şehre değer katmış ünlü isimlerin büstleri yapılıp parkın çeşitli yerlerine konulmuş. 20 Yıl sonra belediye başkanlığı el değiştirince meydan düzenlenmesi yapılmış ve tüm büstler kaldırılmış. Bir daha da yerlerine konulmamış.

Bu konuda düşüncesi Işık hanıma sorulunca, Işık Hanım “Bir gün değerlerimize saygılı olmayı ve onlar öldükten sonra da yaşatmayı yeni nesillerimize öğretebileceğimiz günlerin yakın olmasını dileyelim.” Diye cevap vermiş.

Babasının ölene dek toplumcu ve gerçekçi çizgisinden hiç ödün vermediğini, 1. Dünya savaşı sırasında ailedeki tüm erkeklerin şehit düşmesi nedeniyle ve ardından babaannesinin vefatı sonunda geride kalan iki kız ve erkek üç kardeşin yetim yurtlarında savaş verdiklerini anlatarak babasının başına gelenleri de anlatmış. Babasının “kayıp olan roman ve şiirlerine çok üzüldüğünü, savaşın zorlukları ile yoğrulduğu için savaşın kötülüğünü” eserlerinde de işlediğini vurgulamış. (2)

Kutsal İsyan’ı okuduğumda, bu kadar bilgiye nasıl ulaşıp da bu eserini (5) Kitapta toplamış diye düşündüm, okuyunca şaştım. Şaşkınlığım içinde yazarımızı bu çalışmaları için tebrik etmemek mümkün mü?

Mahir Ulaş Demirkaya “Kurtuluş savaşımızı gerçeklere dayanarak anlatan en kapsamlı ve en güzel romanı Hasan İzzettin Dinamo yazmıştır. Konusunda ve alanında halen daha tek olma özelliğini taşıyan Kutsal İsyan, aynı zamanda Marksist bir yazarın Kurtuluş Savaşı’mıza ve onun Mustafa Kemal’e bakışını da bizlere göstermektedir.” Diye haklı bir tespit yapmıştır. (3)

Hasan İzzettin Dinamo, yaşamın tüm sıkıntılarını çekmiş, o soğuklarda bazen uçan kuşların kanatlarında sevincini tutmaya çalışmış yine de öfkesine hiçbir zaman yenilmemiş.

Bilense de bıçağı, onu köreltmiş durmuş. Dağıtmamış kendini, umudunu taşımış, halktan yana emekten yana şiirler yazıp, söylemiş.

Dokuzuncu Sonnet şiirinde

“Yağmur yağıyor, kış yağmuru şakır şakır Gecekondumuz birkaç yerinden yine damlıyor. Üstümüz eski püskü, tel dolap tamtakır Umutsuzluk aç karga sesleriyle bizi selamlıyor”

Diye yoksulluğu farklı anlatmış.

Onbirinci Sonnet şiirinde ise;

“Güzel bir Türkiye hayali ve mutlu insanlar Oturdu yazamadığım şiirlerime boydan boya. Katakomplardan kalkan düşüncelerin döktüğü kanlar Çaldı en uysal düşünceme bir kanlı boya.

Dikildi karşıma demirden yumruğuyla felek Yol verdi birer birer geçsin diye cücelere Sürdü beni taşından altın yapılmayan gecelere.

Beni demir kazıklara bağlarken sürgünler Ve geçip giderken kaplumbağa gibi günler Böğürüp dururdu danalar gibi salhanede gerçek!”

Diyerek hapis ve sürgün günleri farklı duygularla şiirine girmiş.

Yirmi birinci yüzyılın insanlarına şiirinde;

“Dört uzun yıl boyunca Dışarda koskoca bir doğa Baştan çıkaran kokularıyla doldurdu yolları. Her bahar göğün kapılarında Şarkılar okudu tarla kuşları.

Apak bulutlar geçti habersiz Âşıklığımdan, şairliğimden, Bahar yağmurları bensiz yağdı Ebemkuşağı açtı bensiz.”

Diye yazarak, gübreliğinde Eyüp sabrı ile beklediğini dizelere dökmüş.

Hasan İzzettin Dinamo, yaşam öyküsünde yola düşen sıkıntılarını, şiirlerinde böyle dile getirmiş.

Doğan Hızlan, “Hasan İzzettin Dinamo’nun eserlerini yeniden okumak gerekir, hele kurtuluş savaşını öğrenmek istiyorsanız, hele bir araştırma yapacaksanız.” Diye yazarak “Yaşamının bir bölümü yazıları yüzünden hapislerde geçiren, 80 yıllık ömrünün 66 yılını yazmaya adayan, bugün Hürriyet gazetesinde röportajı yayınlanan, fakat 1950’lerde anca Dolmuş mizah dergisinde gizli gizli çalışabilen yazarımızın” bir gerçeğini de aktarmış. (4)

Bugün de” Yollar” yazı dizimde, yaşamı acılar, yoksulluklar içinde geçen Hasan İzzettin Dinamo’nun yola düşen izinin bir kısmını yazdım. Alcott “Yolculuk ederken gözlerini yanına almayı unutma.” Diye boşuna söylememiş. Ben de yazım yolculuğumda, okuduklarımda bunları gördüm.

Yazarımızın eserlerini okumanız dileğimle. Yazarımızı saygı ve özlemle anarım.

Hasan OKURSOY 15 Ağustos 2021 Mordoğan

Kaynak; 1-Buse ilkin Yerli, Dinamo’suz 30 yıl, 21-06-2016 Birgün gazetesi, Kültür-Sanat Bölümü. 2-Age. 3-Mahir Ulaş Demirkaya, Asla Unutulmayacak Bir Değer: Hasan İzzettin Dinamo, Şiir Parkı, 24-02-2016. 4-Doğan Hızlan, Hasan İzzettin Dinamo anılıyor, 19 Haziran 2020 tarihli Hürriyet Gazetesi.





bottom of page