top of page

VİRGİNİA WOOLF

  • 16 Eki 2022
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 17 Eki 2022

Virginia Woolf, 28 Mart 1941 günü, evinde kocasına bir mektup yazmış, sonra evden çıkmış, yakındaki nehre gitmiş ve ceplerine taş doldurmuş, suya girmiş ve intihar etmiş. 59 yaşında bir tükenişin son resimleri olarak geride bıraktıkları kalmış. Yazar bir baba ile sanatçı bir annenin kızı olarak 1882 yılında Londra’da dünyaya gelmiş. Annesini 13 yaşında, 22 yaşında da babasını kaybedince depresyona girmiş ve bu konuda tedavi alsa da sonuç alınamamış. İyi bir evlilik yapmasına rağmen gençliğinde yaşadığı travmalar onun tüm yaşamını etkilemiş. (1) Bu haberi okuduktan sonra Virginia Woolf hakkında araştırmaya ve okumaya başladım. 1941 yılı mart ayının 21’inde kendini evlerinin yanındaki Ouse nehrinin soğuk sularına atıp intihar eden bu yazarın arkasında bıraktıkları neydi? İşte bu merak beni de araştırmaya ve yazar hakkında yazmaya itti. Yazarın anne ve babası daha evvel başkalarıyla evlenmişler, bu evliliklerinden de çocukları olmuş. Kız kardeşi Vanessa Bell daha küçük bir yaşta iken bir ressam olmaya, Virginia Woolf da bir yazar olmaya karar vermiş ve babasının kütüphanesinde kendisini geliştirmiş, 1895’de bir gazetede kısa öyküler yazmış. Woolf 1912 yılında Leonard Woolf ile evlenmiş. Leonard Woolf eşi için bir basımevi kurmuş, bu da Virginia Woolf’un yazdığı kitapları yayımlatması için bir fırsat olmuş. İntihar etmeden önce kız kardeşine ve eşine olmak üzere iki mektup yazmış, Eşine yazdığı mektupta;

Leonard Woolf’a, 18 Mart 1941

“Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum.” Diye giderken içindekileri dökmüş. Kısa yaşamında; Dışa Yolculuk, Gece ve Gündüz (roman), Jacob’un Odası, Mrs Dalloway, Deniz Feneri (roman), Orlando: Bir Yaşamöyküsü, Dalgalar (roman), Yıllar, Kendine Ait Bir Oda, Londra Manzaraları, Flush, Bir Köpeğin Romanı, Üç Gine, Perde Arası, Virginia Woolf’un Günlükleri, Pazartesi ya da Salı eserlerini yazmış. (2) Çocukluklarında Virginia ve kardeşi Vanessa, üvey kardeşleri olan George ve Gerald Duckworth’ün tacizine uğramışlar. Virginia, manik-depresifmiş, ancak kimse o dönemler bu hastalığa aşina değilmiş. Hastalığının manik safhasındayken biteviye konuşurmuş. Hatta bir seferinde, kırk sekiz saat aralıksız konuşmuş. (3) Yazdıklarının bu denli etkileyici olmasında, yaşadıklarının ve ruh halinin kalemine yansıması olarak değerlendirilmiş. Onun romanlarını bu denli etkileyici kılan, kendi deliliğini, kendi sinir krizlerini dışarıdan gözler gibi romanlarına malzeme yapması romanlarını daha ilginç kılmış. İkinci dünya savaşında Londra’nın Almanlar tarafından bombalanması da yazarın bunalımlarını tetiklemiş. Delilikle dahilik arasında gezinen parlak bir bilince sahip olan Virginia'nın ölümü de ne yazık ki yaşamı gibi intiharı ile bir acı olarak nehre atılmış. Aslında kocasına bıraktığı mektup yazarın ruh halini çok iyi aktarmış. Hem feminist hem de modernist bir İngiliz yazarı olarak anılmış. Yağmur Yeşil, kadının Sesini Edebiyat Dünyasına Kazıdığını, Woolf’un, para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın! Diye kadınlara seslenişini “sadece edebiyat dünyasında değil feminizm akımı içinde de yadsınamaz bir yere sahip olduğunu” yazmış. Türk edebiyatındaysa özellikle Nilgün Marmara’nın eserlerinde Virginia Woolf’un etkisi hissedildiğini de Yağmur Yeşil dile getirmiş. Ayrıca “Ceplerine taş doldurarak kendini Ouse Nehri’nin kollarına bırakan Woolf’un hayatını konu alan Saatler filmi, bu anı çarpıcı bir sahneyle ölümsüzleştirmiş. Bipolar bozukluğu sebebiyle tekrarlayan depresyon ataklarının etkisinde kalmasının ve ev işleri kadar basit konularda bile tetiklenebilen başarısızlık hissiyatlarıyla uğraşması onu psikolojik açıdan yorgun düşürmüş, bir de İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği sıkıntı Woolf’un dünyaya ve yaşama dair umutsuzluğunu iyice arttırmış. Tüm bunlar yazarda dayanılmaz şiddette kronik bir buhran halini gelmiş. (4) 9 romanı, kadın konusunda 2 kitabı, eleştiri yazıları, biyografi, deneme ve hikayeleriyle 20. yüzyıl edebiyatında çok önemli bir yer edinmiş olan Wirginia Woolf, hiç okula gitmemiş, evde eğitim görmüş, kendini yetiştirmiş, kadınlar üzerinde çok etkili olmuş. Yazarlığı boyunca babasının bir öğüdü olan "Yazar, kendisi olma cesaretine sahip çıkmalıdır." Sözünü hiç aklından çıkarmamış. Kitaplarında kendisi olmuş ve kendisine sahip çıkmış. Woolf, kadınlara da âşık olmuş ve onlarla birlikte olmayı seçmiş. Kitaplarına da bunu yansıtmış. Cesareti, başka alanlara da yansımış. 50 yaşında Cambridge'de ders vermesi önerilmiş. Buna layık görülen ilk kadınmış ama o bu işi reddetmiş. Manchester Üniversitesi'nin onur üyeliğini ve Kraliyet Onur nişanını da kabul etmemiş. Wirginia Woolf düzenli olarak günce yazmayı 1941'e kadar sürdürmüş, son günce yazısını ölümünden dört gün önce yazmış. Her gün düzenli olarak yazmasa da bazen devamlı, bazen de birkaç gün arayla yazarmış, birkaç haftalık bir ara verdiği de olurmuş. Ama yıllar boyunca neler yaptığı, kimleri gördüğü, özellikle de bu insanlar hakkında, kendisi hakkında, yazdığı yazılar, okuduğu kitaplar hakkında neler düşündüğünü kesintisiz olarak yazdıklarına aktarmış. Ölümünden sonra güncelerinden seçilmiş parçalar kitap haline getirilmiş. Türkçe olarak da yayınlanmış. (5) 59 Yaşında kendini nehre atıp yaşamına son veren yazar, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen hala okunuyor ve edebiyat dünyamızın vazgeçilmez yazarları içinde sayılıyor. Belki de eserlerinde acıdan çok umudu dile getirmiş olması bunda etkin oluyor, dikkati çekiyor.

Hasan OKURSOY 9 Ekim 2022 Yelki

Kaynak; 1- İlknur Özdemir, Çevirmen gözüyle Virginia Woolf, 16 Mart 2012 Edebiyat Haber. 2- Virginia Woolf kimdir? İngiliz feminist yazar Virginia Woolf doodle oldu, işte hayatı…

25 Ocak 2018 tarihli Sözcü Gazetesi. 3- Karanlığa Hapsolmuş Bir Hayat: Feminist Yazar Virginia Woolf'un Onu İntihara Sürükleyen Acılarla Dolu Yaşamı, 25-11-2018 tarihli Onedia Sosyal İçerik Platformu. 4- Yağmur Yeşil, Kadının Sesini Edebiyat Dünyasına Kazıyan Virginia Woolf Hakkında Bilmeniz Gereken 17 Gerçek, Listelist Yeni Nesil Medya Platformu, 25 Ocak 2016 tarihli Edebiyat bölümü yazısı. 5- Aslı Öngün, Kendisi olma cesareti ve Virginia Woolf, Binaet, Bağımsız iletişim Ağı, 8-10-2002 tarihli yazı.



bottom of page