METİN ALTIOK
- 5 Ağu 2022
- 1 dakikada okunur
GÜNLÜĞÜM; 29 Haziran 2012 Perşembe;
Öğretmen Şair Metin Altıok’un kültür alanındaki eleştirilerini içeren “Şiirin İlk Atlası” kitabını zaman zaman okur ve not alırım.
1993 yılında “Aydınlık Gazetesi”nde yazdığı “Ahker” adlı yazısında; Osmanlıca–Türkçe sözlüğünden bulduğu ahker sözcüğünden bahsetmiş.
Ahker; İçinde köz parçaları bulunan sıcak kül demekmiş. Sözcük taramaktan da keyif alırmış.
Çocukluğunda vakit ilerleyip yatma zamanı gelince annesi yatağını serer ve odun sobasından ahker çekermiş mangala. Gaz lambası söndürüldüğünde, mangaldaki ahker yıldızlı yaz gökleri gibi odanın ortasında ışıldarmış.
Yazar; “Ben seyrine doyamadığım, içinde binlerce ışıltının yayılıp söndüğü bu devingen hercümerç bakarken kendimden geçer uyuyakalırdım" diyor. (1)
Yazının özünde ise; “Dil, bir kültür taşıyıcıdır. Daraltılan dil aynı zamanda bir kültür daralması demektir. İşte bu daralma zincirleme olarak insanın duygusal ve düşünsel olarak daralmasına yol açar. Çünkü dil ile düşünce bir kağıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz.”
(…) “Yalnız Türkçenin aşınmasına daralmasına da göz yummamak gerekir. Öyle bir yere geldik ki ‘Vatandaş Türkçe öğren!’ Diye bağırmak geliyor içimden. Fazıl Hüsnü; ‘Türkçe benim ses bayrağım’ diyor. Gelin o bayrağı küçültmeyelim” diye yazıyor.
Yazdıklarına katılmamak mümkün değil, şairin bu dil bilgisi zenginliğini ve yeni sözcükler taramasını da ben kutluyorum.
Ancak; 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’inde çıkartılan yangında yaşamını yitirmesine de bir farklı yanıyorum.
Hasan OKURSOY
Kaynak; (1) Metin Altıok, Ahker, Şiirin İlk Atlası, Kırmızı Yayınları, 4. Baskı, Ekim-2006, İstanbul, s.80. Yazı aynı zamanda 15 Mayıs 1993 tarihinde Aydınlık'ta yayımlanmış.
