KİTAP YAZIMI
- 14 Eki 2022
- 2 dakikada okunur
Ben mi? Yoksa güneş mi alıngan? Gölgelenip durur üstümde. Karanlığı bilirim, bir uçurum taşır içinde. Raylar her istasyonda parlar, her gelen tren bir umuttur. Yalnızlık mı? Her gün sana arkadaşlık yapar, durur içinde. Deşip durma külü, sonunda kalmaz koru. Bir de her kapı açılışında yel alıp savurur onu.
Bu kekeme öykünden ne çıkar? Ağaçlar hışırdar, ikindiden akşama daha çok var. Bırak söylensin arkadaşlar. Bu bulaş ortamında gölgemiz bile ürker.
Artık trenlerde geçmez delikli karton biletler. Akşamında, düğümlenir kalır, gün kopar durur urganında.
Gün bazen erken mi gelir? Kuşlar küstü mü nedir? Gelmez artık, bahçemize. Bahçede her köşe, kışa yol alırım der. Nereye baksan bir yangın, anızında tüter. Gece gündüze düşman, bazen konuşur saçağından.
Hepimizin bir uzağı, bir de ormanı var. İçimizde az az uğuldar. Umutsuz yaşayamaz insan. Siz siz olun, kim olursanız olun, umut dağıtın. Yaşadıklarımızdan biraz kalır, unutsak da, söylemek istemesek de bir gün içimizde konuşur.
Her gün sayısız pencereler açılır, bazılarında umut çiçeklenir. Gün, hep temmuz olmaz, işte böyle eylül birden gelir. Soğuklar ısırır durur.
Hep söylerim, doğanın bir dili vardır. Böyle söylenir, önce güz, sonra kış gelir. Aslında kış baharı hazırlar. Kimler gelip geçti, bu dünyadan, trenler gibi katar katar. Biz de gelip geçeceğiz gitti diyecekler ardımızdan.
İnci Aral “Yazma Büyüsü” başlıklı yazısında, başucu kitaplarını ve okuduğu kitapları anlatır. “Hemen okumak istediklerini başucuna koyarmış. Orada en az dört beş kitap bulunurmuş her zaman. Ruh haline göre bazen birine, bazen ötekine kapılır gidermiş. Kimini bitinceye kadar bırakmazmış, birlikte sabahlarmış. Bazen yatağının içi kitaplarla dolarmış. Onlarla birlikte uyumayı, uykunun içinde onlara dokunmayı severmiş.” Yazısı benim ilgimi çekti. İnci Aral’ı okumanızı tavsiye ederim.
Abdulkadir Budak’tan şiir üzerine birkaç alıntı yaparak, bugünkü yazımı da bitirmek istedim. “Ya Şiir Olmasaydı” isimli yazılarının toplandığı kitabında; “Şair İlk Kitabını Ne zaman Çıkarmalı?” Başlıklı aydınlatıcı bir yazı yazmış. Yahya Kemal Beyatlı, şiir kitabı yayımlamadan göçüp gitmiş. Mustafa Seyit Sutüven de öyleymiş. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirleri ölümünden bir yıl, Ahmet Muhip Dıranas’ın ise altı yıl önce kitaplaşmış. Zeki Ömer Defne ilk kitabını altmış sekiz, Cevat Çapan elli altı yaşındayken çıkarmış. Ahmet Arif ise yaşamında tek bir şiir kitabı ile yetinmiş. (1)
Sayın Budak, ilk kitabını 26 yaşında yayımlamış. “Keşke bu iş yirmisinde olsaydı.” Dermiş. Devam etmiş. “Bir şairi bazen yaşadığı dönemde, bazen de öldükten sonra öne çıkaran, bir bakıma gerçekten yaşatan bir ya da birkaç şiiri olur.” diye yazmış. (2)
Kendisine şiir gösteren ve gönderen genç şairlere ise “ bana veya bir başkasına gönderme yerine, şiirlerini dergilere göndermelerini” salık verirmiş. Adını biraz duyurunca kitap yazmalarını önerirmiş. (3)
Kendime gelince, ben henüz şiirlerimi kitapta toplamadım, biraz da mesleğimden olacak, mükemmeliyetçi oluşum buna engel oldu.
Halen şiirlerimi dergilere gönderirim. Antoloji Com. da ise (300) ü aşkın şiirim yayımlandı. Google’a, Hasan Okursoy şiirleri yazarsanız, bu şiirlerimi orada bulup okuyabilirsiniz.
Ancak, bu bulaş ortamından kurtulduğumuzda, en yakın bir zamanda kitap çıkarma düşüncesindeyim. Belki biri “Günlüğüm” ün yazıldığı günlüklerim olur. Bir diğeri, şiirlerimi kapsar, bir başkası ise deneme yazılarımı içerir.
Bu düşüncem, dilerim bir gün gerçekleşir.
Hasan OKURSOY 11 Eylül 2020 Yelki
Kaynak;
(1) Abdülkadir Budak “Ya Şiir Olmasaydı”, YKB Yayınları, Yazılar-2009, s.203. (2) Age. s.205. (3) Age. s. 204.
