top of page

İZZET GÜNAY

  • 25 Eki 2022
  • 2 dakikada okunur

25 Şubat 2018 günü Tele I “Arka Plan” programında, Erol Mütercimler’in İzzet Günay Bey ile yaptığı söyleyişinde son bölümünü dinledim.

İzzet Günay Bey’ın söyledikleri benim ilgimi çekti.

“Her öğrendiğimde boyumun uzadığını gördüm. Lütfü Akat’tan çok şeyler öğrendim. Yanına gittiğinizde ayağa kalkarak ceketini ilikleyerek karşılaması farklı idi. Yanına kim gelirse gelsin aynı şekilde davranırdı.

Okşanan testi parlamaya başlar. Oysa testi bir kere cilalanır. Yıllar sonra hiçbir şey bilmediğimi anladım.

Gençler şehri yaşamıyorlar, renklerini göremiyorlar.”

Derken, telefon kullanmadığını açıkladı.

“Medeniyetin, getirdiklerinin çok, fakat götürdüklerinin de o kadar fazla olduğunu” ilave etti.

Bir dükkânının olduğunu, antikacılıkla uğraştığını, “Bir konağı gezerken duygulandığını, orada yaşanmışları düşündüğünü” aktarırken ustasının “öyle fiyat ver ki uykusuz kalma” dediğini söyledi.

İlk kitabını Haldun Dormen’e, ikinci kitabını ise annesine ithaf etmiş. Haldun Dormen ile çalışmanın farklı ve tiyatrosunun bir akademi olduğunu anlattı. Hayatında önemli yerinin olduğunu vurguladı.

Arşive önem verirmiş, pul koleksiyonunu küçüklüğünden beri devam ettirmiş. Film afişlerini dahi biriktirmiş. Ailede sahip çıkılmayacağını anladığından müzeye vermiş. Oğlu ödüllerini de saklayamayacağını söylediğinden onları da müzeye vermeği düşündüğünü belirtti.

Deniz Lisesinden ayrılmış daha sonra Haydarpaşa Lisesini bitirmiş. Mimar olmak istemiş ise de pahalı bir eğitim olması nedeniyle okuyamamış. Askerliğini Ulaştırma subayı olarak yapmış ve teğmen rütbesiyle terhis olmuş. Refik Halit, çok güzel kahkaha atarmış, kahkahasını unutamıyormuş. Lütfi Akat ile Osman Seden dışındaki yönetmenlerin alaylı olduğunu, ikisinin üniversite eğitimi aldığından bahsetti.

Gençlerin okumadıklarını dile getirerek “İnsan mesleğinde ne kadar güçlü olursa olsun, mesleği dışındakileri okumuyorsa eksik kalır” dedi. Sorgulayan gençlik olması gerektiğini dile getirdi. Sanata ilgi duymayan gençlik olduğundan dem vurarak, insanın gözlerine bakarak bilmediklerinin anlaşılabileceğini söyledi.

İzzet Günay beyin hayatında annesi çok önemli imiş. İki çocukla dul kalan annesi çok güzelmiş. Babası öldüğünde kardeşi ile kendisini üvey babaya bırakmamak için evlenmemiş. Çok da isteyenleri olmuş, “Çocuklarım üvey baba elinde ezilmesinler” demiş.

1968 yılında ilk eşini yitirdikten sonra İpek hanımla evlenmiş. Erkek hayatında kadının önemli yerinin olduğunu söyleyerek her ikisini de sevdiğini belirtti.

Torununun üniversiteye gittiğini, 83 yaşında olduğunu, kimseye muhtaç olmadan, 100 yaşına kadar yaşamayı düşlediğini, eğer sağ olursa yeniden bir söyleyişte Erol beyle bulunmayı dileyerek söyleyişini bitirdi.

İzzet Günay Bey 83 yaşında hala yakışıklı, dinç ve hafızası yerinde, kültürü, konuşması ile dikkatimi çekti ve beğenimi kazandı.

Program tekrar yayımlandığında kendisini yeniden dinlemek isterim.

Hasan OKURSOY

26 Şubat 2018



bottom of page