top of page

İNSAN BİRGÜN BİRDEN GİDER

  • 25 Eki 2022
  • 2 dakikada okunur

İnsanın bir anlık dalgınlığı, pişmanlığında yıllarca sarkar durur, başlar uykusuz saatleri, gözlerine diken olur yıldızları. Ondan kopmaz, gitmez yalnızlığı, artık kimse gelmez çığlık, çığlık, kendine kalır karanlığı.

Nerede kalır türküleri, kim söyler koygun koygun? Kapısını çalan da olmaz ve başlar yalnızlığı. Oysa limon kokardı elleri, sardunya okşardı. Sönüp duran deniz feneri olmasa da gecelerinde gülüşü beklerdi.

Bazen kendi kendine söylerdi, uzaklara bir sitem göndermek isterdi ve günler böyle geçip giderdi.

Sonra yaşadıkları geçerdi gözü önünden, bir bilinmeyenle dolu bu dünya derdi. Her gün “okuduklarım denize düşen bir damla mürekkep” diye söylenirdi. Cahilliğine üzülürdü. Her gün bildiklerinden, bilmediklerine yol alıp giderdi. İçindeki bilgi susuzluğunu gidermek için hep didinirdi.

Ne kadar sıvazlayıp dursa da günü, “yaşadığım gördüğüm bu kadar mı?” diye kendi kendine hep sorardı. “Neden Seveni hırpalar durur bu dünya?” Diye onlarca soruyu yan yana koyup dururdu.

Ne diyeyim? Hepimizde bu sorular az veya çok vardır. Çünkü toprak damar damardır, insan huy huy. Sonsuzdur dünya. Bir elmayı dişleyip atsan da tohumundan yeniden biter bir elma. İşte insan buna da şaşar, bir bilinmeyendir dünya.

Bu deli rüzgar, her zaman savurur durur böyle. Unutma her yara iyi olur da, kırılan gönül, yılarca kanar durur. Sen sen ol bir gönül kırma.

Geçen zaman bir daha geri gelmez. Akan su da tutulmaz ve onda bir daha yıkanılmaz. Hepsi akar gider. Herakleitos "Aynı nehirde iki defa yıkanamazsınız, çünkü sonradan akan su ilk sudan farklıdır." Der. Güzel bir sözdür bu. Ömür de öyle, hep insanı ileriye iter ve bir gün biter. Bu bizden önce de böyleydi, bizden sonra da böyle devam edip gider.

Siz siz olun insanların hep gülüşünü görün, gülüşlerinde onları sarın, durun ve

öyle anımsayın. Çünkü insan bir gün birden gider. Bugün de Ahmet Erhan’ın “Gül Şiir” inden bir bölüm alarak, yazımı bitirmek isterim. “Dünyanın ölümünü gördüm, suyun toprağın En yakın dostlarımın birer birer Vakitsiz açan çiçeklerin, vakitli doğan çocukların Ölümünü gördüm, ama kimse İnandıramaz beni öldüğüne sevgilerin! Yaşam ki bir kum saatidir usulca akan Dolan sevgilerimizdir biz boşaldıkça Yaşımız biraz da sevgilerimizin akranıdır Vereceğimiz tek şey budur dünyaya.” “Bu benim yalnızlığım, dalsızlığım benim Kana kana içtiğim çeşmelerden susayarak ayrılmak Titreyen bir ışık karanlıklarda Onu kim görebilir, kim tanıyabilir? Sonunda hep bir soruyla karşı karşıya kalmak Boynumun borcu bu, ödenmedi yıllardır.” Ahmet Erhan’ın bu şiiri uzundur, fakat o kadar da güzeldir. Aramızdan ayrılmış olan şairimizi de böyle de olsa anmak istedim.

Hasan OKURSOY 24 Ekim 2020 Yelki



bottom of page