HAYAT GÜZELDİR

Yönetmenliğini Roberto Benigni’nin yaptığı, son günlerde seyrettiğimiz filmlerin içinde beni etkileyen ve düşündüren “Hayat Güzeldir” filmi oldu. Yaşamanın her zaman bir umut taşıdığını aktardı. 1930’ların İtalya’sında, geçen olayları anlatan filmde; Tasasız, kaygısız Gido bir kitapçı dükkânı sahibidir. Yakın şehirden güzel bir kadınla evlenir. Bir oğulları olur. İtalya’yı Alman güçleri istila edinceye kadar güzel bir yaşamları vardır. Toplama kamplarına götürülen oğlu ile olan ilişkisini çok güzel anlatan bir film olarak değerlendirdim. Oğlunu Yahudi toplama kampının dehşetinden uzak tutmak için uğraşan, didinen babayı takdir ettim. Oğluna bir yıkımı bir oyun gibi yansıttı. Bu oyunun kazanma ödülü ise bir tankmış, oğluna öyle aktardı. Sonunda kurtulan oğlu annesine “kazandık anne” derken, anne oğul kavuşma mutluluğunu yaşarken, sevinç gözyaşlarından bir kısmını da eşinin acısına akıtıp durdu. “Kazandık! Kazandık! Oğlum” diye oda çığlık attı. Guido’nun güzeller güzeli öğretmen Dora’ya vurulması, evlenmeleri, bir de çocuklarının olması tam mutluluğa erdik derken, İkinci dünya savaşının patlak vermesi ile dünyalarının yıkılması. Yahudi oldukları için toplanma kamplarına götürülmeleri ve yaşadıkları dramı anlatan çok güzel bir filmdi. En iyi Yabancı Film, En iyi Erkek oyuncu ve En iyi Müzik olmak üzere üç dalda Oscar ödülü kazanmış bir film. Filmi görmenizi dilerim, güzel bir filmdi. Sizlere de kısaca bu filmi tanıtmak ve anlatmak istedim. Hasan OKURSOY 10 Eylül 2020 Yelki