GÜNLÜĞÜM;
- 1 Ara 2022
- 1 dakikada okunur
30 Nisan 2008 Çarşamba; Teyzelerim, annem ve köydekiler “Amat” derlerdi. Bizim yakışıklı dayımız Ahmet Hamdi Yapıcı’ya. Kendisi ile hep övünürdük, bizim dağlardaki kekiğimizdi, kokusu hepimize ulaşırdı. Onu hep sevdik, hepimize nasıl kucak açardı, kılavuzumuz çınarımızdı o. Ortaokula kaydımı yaptırmak için o uğraştı. İlk Öğretmen okuluna giderken sevincimiz onunla bir akşamüstü ne güzel bulamaç olmuştu. Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen okuluna gelmemi ve teşvik ederek okumamı da o sağladı. Atatürk Öğrenci Yurdunda birlikte iki yıl kaldık. Arkadaşlar dayımın benim üzerimdeki sevgisini, disiplini ve benim kendisine saygımı bildiklerinden; “Dayın kantin ”de diye söylerler, beni ders çalışmaya gönderirlerken “şaka yaptık” diye arkamdan çağırırlardı. A..! koca yakışıklı dayım, en son iki yıl önce Bekilli dönüşü bizimle en önemli sırlarını paylaşmıştın, demek ayrılık oradan başlarken bu günü bilemedik. Sevgili dayımız dağlardaki kekiğimiz, yakışıklı çınar ağacı gölgesinde bizi hep kollayan, baba, ağabey dayımız. Artık dağlardaki kekiğimiz kokmayacak, çınar ağacımız gölgesinde bizi tutamayacak. Güle güle seni hiç unutmayacağız. Rahat uyu. Seninle yine övüneceğiz. Yakışıklığını dağlardaki kekik kokunu hep anacağız. nasıl bitti yıllar oğlakçılar bayırından çıkarken sığmazdın sokaklara dayılarımız gelmiş diye nasıl koşardık umaların eve bir mangalın közünde nasıl parlardık külünde uyurken çocukluğumuz gündüzü geceyle bir başka barıştırırdık kavunun kokusunda zıntının soğuk üzümünde ne güzel gülümserdin ne kadar nasihat etsende yakışıklı dayımız biz seni bir başka severdik rüzgar eserken uçarken kuşlar unutulmuyorum diye seninle bir başka telaşlanırdı sevmek sen giderken dağlar kekik kokardı şimdi… yıldızlar gideceğine gecelerimizde sen gidiyorsun gözyaşlarımızda toprağa düşüyorsun gülmeden de sevmenin bir başka olduğunu yine öğretirken bir selam bırakmadan gidiyorsun
Hasan OKURSOY
