GÜNLÜĞÜM;
- 3 Kas 2022
- 2 dakikada okunur
27 Aralık 2001 Perşembe;
Bugün TRT GAP televizyonundaki sabah kuşağında; işitme engellilere yönelik haberleri sunan Spiker Bahar ve Ressam babası Raif Gökkuş vardı. Raif Gökkuş bir ressam, televizyonda gösterilen resimleri çok güzeldi. Beşinci kişisel resim sergisini açmış. Kızı Bahar'ı iyi yetiştirmiş. Ulusal bir televizyonumuzda spiker olarak çalışıyor. Anne ve babasının işitme engelli olması nedeniyle, teyzesinin ve anneannesinin yardımcı olmaları, sonucunda böyle bir güzellik ortaya çıkmış. Babası akraba evliliği, annesi ise menenjit hastalığı sonunda böyle olmuşlar. Onlar neden böyle olduk? Diye sormamışlar, çünkü bu şekilde de insanlarla iletişimi sağlamayı bilmişler. “Ben bu şekilde onlara seslenebiliyorum, haber alıp verebiliyorum” diyor Bahar. Ülkemizde (6) Milyon özürlü varmış. Bunun (2,5) milyonu işitme engellisi imiş. Anne ve babasının tek başına bir sağlık kuruluna gitmeleri imkansızmış. Bu yönde ülkemizin bir eksikliği mevcutmuş. Raif Bey kızına; "Babaannen beni dünyaya getirdiğinde ve ilk çocuklarının böyle işitme engelli olduğunu görünce komşularına gidememiş, "vah vah diye acıma içinde beni büyüttü.” dermiş Şimdi; İzmir’deki Balhane hanıma spiker hanım ; “Balhane hanım şimdi ne kadar övünebilirsen övün” diye seslendi. Roger Ailes, “Mesaj sizsiniz” isimli eserinde Artist Luuise Fletcher'ı şöyle anlatır. “Guguk kuşunun Yuvasının Üzerinden Biri Uçtu” filmindeki hemşire rolü ile “Film Akademisi Ödülü”nü alan artist, ödül töreninde, bütün dünya televizyonları önünde, kulakları duymayan anne ve babasına övgüler sunmuş, gözlerinden yaşlar süzülmüş, “Bana hayal kurmayı öğrettiğiniz için teşekkür ederim. Rüyamın gerçekleştiğini görüyorsunuz” diye işaretlerle anne ve babasına sevincini anlatmış. Demek ki; işitme engelli de olsa insan dünyanın en büyük ödülünü kazandıran çocuklar yetiştirebiliyor. Bir ressam olabiliyor ve kızını ulusal bir televizyonumuza spiker olarak yetiştirip gönderebiliyor. Diye düşündüm; Atilla Özerdim geldi aklıma. Genç yaşta yiten ve sınırlarımız dışında belki iletişimsizlikten yiten Bilgisayar Mühendisi uzman Dr Atilla Özerdim. Şimdi hayatta olsa o da neler söylerdi? Babasına devlet nişanının verilmesini sağlarken neler düşünürdü. Şimdi yok aramızda, yazdığım bu şiir kaldı arkasında.
Dr. ATİLLA ÖZERDİM
Hala balkonda görür gibi olurum Bilgisayarında toplanırdı çocuklar Yenerdi satrançta Usta derdi çocuklar
Rakibi bilgisayar olurdu O yolda zaman zaman Şimdi söylenir O sokak uzaktan uzaktan
Fakat nereye baksa Nerede yürüyen ve oynayan Çocuk görse Orada mıhlanıp kalırdı düşler
Oradan başladı Babasının kucağında Oradan kalkıp gitti Seslendi uzaklar
Sonunda Bir akşam başardı Gerçek oldu düşler Aldı onu uzaklar
Ayrıldı aramızdan O sokakta kaldı bakışlar Yine oynadı Onu unutmadı çocuklar
Hasan OKURSOY
Not; Dileriz toplumumuz engellileriyle de yaşamayı ve onlar için mekanlar düzenlemeyi hiç aklından çıkarmaz.
