top of page

GÜNLÜĞÜM;

  • 17 Eki 2022
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 21 Eki 2022

12 Ekim 2017 Çarşamba;

Bayram Asım Yılmaz Bey, öğretmen okulundan beden eğitimi öğretmenimiz. Gerek okulda, gerekse daha sonra emekliliklerimizde onun sıcaklığını arkadaşlarımızla hep birlikte duyduk. Birlikte olduğumuz gezilerde eşi Sabiha abla da sanki bizden biri idi. Eşlerimizle birlik kahkahalarımıza katılıp durdu. Onları biz çok sevdik.

Rize İlk Öğretmen Okulundan mezun arkadaşlarımızın, elli iki yıl sonra Öğretmenimiz Bayram Asım Yılmaz’ı görmesi ve buluşması çok güzeldi.

Bir yıl önce öğretmenimizi Kuşadası’ndaki yazlığında Kazım, Zafer ve ben eşlerimizle birlikte ziyaret etmiştik, buluşmamızı o gün kararlaştırdık. Denizli’de bulunan Mehmet Çavuşoğlu arkadaşımıza durumu açtık, oda memnun kaldı. Denizli Pamukkale’de bu buluşmayı sağlayacağını iletince sevindik.

Facebook’ta “1963-1964,1964-1965 ve 1965-1966 Rize İlk öğretmen Okulu Mezunları” grubunu kurduk.

Arkadaşlarımıza telefonla ulaşarak sayımız arttı. Sonunda planlanan programımıza göre çalışmaya başladık ve 6,7,8 Ekim 2017 günlerinde hep birlikte Denizli Pamukkale Karahayıt Colossae Thermal Otelinde buluştuk.

Otel lobisinde oturan arkadaşlarıma, “Bayram Asım Yılmaz öğretmenimi getirdiğimi” söyleyince tümü ona koştular. Sevinçleri gözyaşlarına karıştı. Geçmiş yılların özlemi gelen arkadaşlarla kucaklaştı. İhtiyarlığımızda o gençlik yüzümüz yeniden geldi, gözlerimiz yıldızlar gibi pırıl pırıl oldu.

Bayram Asım Öğretmenimiz ve Eşi Sabiha Abla birbirini tamamlayan mükemmel bir çifti. Öğretmenimizin ezberinde belki elli uzun şiir vardı. Bunları dinledikçe yine öğretmenimiz bizi büyüledi. Çok güzel anıları mevcut, voleybolda milli sporcu olmasının yanında iyi bir hatip, o bitmek bilmeyen enerjisi yine eski günlerdeki gibi. Askerliği, Hasanoğlan Öğretmen Okulu ve Yüksek Okuldaki öğretmenliği ile özel öğretim kurumlarındaki anıları bir başka idi. Anlatımlarının her biri ayrı ayrı yazılması gereken anekdottu.

Asım Beyin, Çorlu’da komutanı; Sabiha hanıma “Böyle bir kocaya sahip olduğunuz için sizi tebrik ederim” diye yazmış. Sabiha Hanım da resmi olarak gelen bu yazıya sayı ve tarih belirterek “vazife yapan kadar, vazife yapanı da görüp takdir etmek, komutanlık vasıflarının en büyük örneğidir. Bunun için sizi tebrik etmeyi kendime bir borç bildim. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ebedi olmasını, ulu Tanrıdan niyaz eder, ayrıca şerefli bir mesleğin mensubu ve takdirkâr bir subay olduğunuz için sizi candan tebrik ederim.” diye cevabı yazısı unutulmayacak değerde idi.

Komutanımızın ve Sabiha Ablamızın yazmış olduğu bu mektupları da yazarak öğretmenimizi sizlere anlatmak isterim.

29-9-1969 tarihinde; Muhabere Kd. Binbaşı Hasip Uras; “Sayın Bayan, Beyiniz Asım Yılmaz Birliğimizde subaylık yaptığı 1,5 yıl zarfında çalışması, gayreti, bilgisi ve astlarına iyi bir örnek olması nedeniyle üstlerinin ve amirlerinin sevgisini kazanmıştır.

Bilhassa terhisine birkaç gün kala ve terhis edileceği günkü gayreti bizlerin dikkatinden kaçmamıştır. Böyle çalışkan ve dürüst bir eşe sahip olduğunuz için sizi tebrik ederim.” Şeklinde Sabiha Ablaya bir tebrik yazısı göndermiş.

Sabiha Abla da; “Eşim Asım Yılmaz’ın birliğinizde geçirdiği 1,5 yıl subaylık görevindeki başarısını belirten yazınızı aldım. Sizlere sonsuz teşekkürlerimi belirtirken vazife yapan kadar, vazife yapanı da görüp takdir etmek, komutanlık vasıflarının en büyük örneğidir. Bunun için sizi tebrik etmeyi kendime bir borç bildim. Eşimin bu durumu ve sizlerin bu takdiri beni sonsuz sevince gark etmiştir.

Bugünün bir eşi yarının iki asker anası olmanın verdiği mutluluğu şimdiden duyarak kendimi çok bahtiyar hissediyorum.

İftiharımız ve göz bebeğimiz olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ebedi olmasını, ulu Tanrıdan niyaz eder, ayrıca şerefli bir mesleğin mensubu ve takdirkâr bir subay olduğunuz için sizi candan tebrik ederim.” Diye aynı naziklikte komutana bir cevabı mektup yazmış.

Öğretmenim Denizli’den Kuşadası’na gelinceye kadar daha neler anlattı. Bir kısmını unuttum. Öğrencisi Fikret’e bir tokat attığında ailesinin kendisini tehdit ettiğini, gerçeği öğrenince de mahcup olup her bayramda kendisine bayram kartı gönderdiklerini aktardı. Dürüst ve namusu bir çalışma içinde yatılı okulumuzda, Mahsut Ustaya da iyi bir ders verdiğini açıkladı.

Kendisi Voleybolda Milli bir sporcu iken öğretmenliği sevdiğinden ve abisinin de teşviki ile öğretmenliği seçtiğini belirtti.

Hasanoğlan Öğretmen Okulunda ve daha sonra çalıştığı özel öğretim kurumlarında hiçbir öğrenciye sıkıntı yaratmadığını, onları hep koruduğunu, çalıştığı kurumlara tarafsız bir görev anlayışı içinde siyaset sokmadığını, olaylı yıllarda bu konuda velilerden takdir aldığını belirtti.

Hasanoğlan Öğretmen Okulunda disiplin kurulu başkanı olarak sorunlu öğrencileri okula kazandırdığını, onların daha sonra iyi öğretmen olduklarını gözlemlediğini ve diğer üye arkadaşlarının da kendisine bu konuda katıldıklarını anlattı.

Öğretmen okulundan bir sınıf arkadaşının daha sonra Ziraat Fakültesini bitirdiğini, kendisine bir şiir yazdığını belirterek “ Müdür” şiirini de okudu.

Öğretmenimizin güzel şiir okuduğunu sınıf gecelerimizden bilirdik. Fakat bu kadar hafızasının iyi olduğunu tahmin etmiyorduk.

Ezberinde o kadar şiir var ki bize bütün gün şiir okusa bitmez diye düşündük.


Hasan OKURSOY



bottom of page