top of page

GÜNLÜĞÜM;

  • 7 Eki 2022
  • 2 dakikada okunur

1 Aralık 2002 Pazar; İlk Öğretmen okulundan arkadaşım ve hemşehrim Zafer, bu gün telefonla beni arayarak “Ali Çakır Beyin sınıf arkadaşı Hasan Gülmez bey ağabeyimin dükkanına geldi, işin yoksa gel de seninle tanıştırayım” dedi. Giyinip gittim. Hasan Gülmez, 1952 yılı Necati İlk Öğretmen Okulu mezunu. Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsünün pedagoji bölümünü bitirmiş, Denizli, Nazilli İlk Öğretmen Okullarında ve Buca Eğitim Enstitüsünde çalışmış. Hasan Beyin anlatımlarından keyif aldım. Bir gün dersinde İpnotizma konusunu işlerken, ipnotizma uyguladığı öğrencilerin fişe takılı olmayan ütünün ısınmış olduğunu söylediklerini öğrencilerine göstermiş, yaparak ve yaşayarak yapılan öğretim metodunun başarısını anlattı. Derslerinde saz çalarmış, 1957 yılında kurmuş olduğu koro ile İstanbul Işık kolejine gitmişler. Denizli türkülerini söylemişler ve ilk kez Özay Gönlümü orada tanıtmış. Zafer arkadaşımın ağabeyinin dükkanında bir gün önce tanıştığım Öğretmen Himmet Çil beyin anlatımları da beni büyüledi. Himmet Çil Bey 1946 yılında Gönen Köy Enstitüsünden mezun olmuş. Kendisine; “Köy Enstitüleri konusunda neler anlatmak istersin?“ diye sorduğumda; “Neler anlatayım? Köy Enstitüleri anlatmakla bitmez. Orada durmamanın ne olduğunu, ayda üç kitap okuyup özetlediklerini ve bunu arkadaşlarına anlattıklarını, ayda bir toplanarak öz eleştiri yaptıklarını, her şeyi orada gizlemeden söylemeyi öğrendiklerini” anlattı. Himmet Bey uzaklara bakarak, “Bizler köy çocuklarıydık, köylere gitmek için eğitildik, köyde eskiden bir kişi mektup yazıp okurken, onun ekmeğine mani olduk, o bizi gammazladı. Fakir bir şey bilmez sandıkları bizlerin iyi şeyler bilip köye geldiğimizi gören ağa ve takımı bir şey bilmediğini görünce bizi kıskandı, bizlere toprak verilip o toprağı değerlendirdiğimizi ve daha verimli hale getirdiğimizi gören çıkar çevreleri ise bize düşman oldu. Sonunda, gominist olduğumuzu, dinsiz olduğumuzu ileri sürerek aslı astarı olmayan olumsuzluklarla bizi karalayıp yok ettiler” diye o güzel okullarının niçin kapatıldığını da aktardı.

Hasan OKURSOY


Not; Ali Çakır öğretmenimizi ve bu yaz yitirdiğimiz Hasan Gülmez öğretmenimizi rahmet ve özlemle anarım. Huzur içinde uyusunlar. Resim, Zafer Eraydın'dan alınmıştır.



bottom of page