GÜNLÜĞÜM;
- 22 Eyl 2022
- 1 dakikada okunur
6 Mayıs 2005 Pazartesi;
Uzun zamandır günlüğüme yazı yazmayı aksattım. Yazacaklarımı da bir kenara not edip, daha sonra hatırladıklarımı yazmak mümkün olmadı. Fakat 1942-1943 yılı İzmir Kızılçullu Köy Enstitüsünden mezun “Dudu Çil” hanımın, anlattıklarından arta kalanları aktarmak isterim. Dudu hanım; Denizli’nin Denizler’li beldesinden. Babası 12 yaşında olan kızını, tek başına trene bindirmiş ve Kızılçullu Köy Enstitüsüne göndermiş, Dudu hanım okula kayıt olmuş. Hakkı Tonguç’un kardeşi Zekayi bey de öğretmeni olarak öğrenciliğinde kendisine dikiş öğretmiş. İkinci dünya savaşının yoksul yıllarında okulun kıt imkânları ile beslendiklerini ve kendilerine verilenlerin ancak yettiğini aktarırken, o geride kalan yoksul ve umutlu günlerin anıları, gözlerinde gölgelenip gölgelenip gidip geldiğini gördüm. Benim de öğretmenim olan Kadriye ve Mahsudiye kardeşlerden söz açılınca, onları tanıdı. Onların Bekilli’de çalıştıkları yıllar o da Denizler’lide eşi Himmet Bey ile birlikte çalışmış. Politik çekişmelerde kardeşinin de bıçaklanması sonunda İzmir'e tayin olmuşlar. Mezun ettiği öğrenciler halen kendisini ararmış. Şimdi doktor olan öğrencisi Binnaz Hanım, ilkokulda diğer arkadaşlarına göre daha çabuk öğrenen bir öğrencisi imiş. Özürlü bir öğrencinin eğitiminde ondan yardım istemiş. Yıllar sonra o öğrencisinin bu olaydan sonra doktor olmayı seçmek istediğini ve başarmış olduğunu öğrendiğinde çok sevindiğini anlattı. Dudu hanım, güzel anılarını aktardı, bazılarını unuttum, not da almamıştım. Halbuki onları yazacağım diye Dudu hanıma söz de vermiştim. Hani bir söz var “alim unutmuş, kalem unutmamış” diye. Demek, o an küçük küçük notlar almak gerekliymiş.
Hasan OKURSOY

