ATTİLA İLHAN
- 26 Kas 2022
- 3 dakikada okunur
Attila İlhan sevdiğim bir şairdir. Aynı zamanda Kuvayı milliye ruhunu iyi yansıtan şiir ve eserlerinde bunu vurgulayan Atatürkçü bir yazardır. Her yönü ile beğendiğim bir yazardır.
Bugünkü yazımda, Attila İlhan’ın özel durumundan kısaca alıntılar yaptıktan sonra şiiri hakkında da yazmak istedim. Fakat bir sayfaya bu anlatacaklarımı sığdıramam, yine de deneyeceğim.
Anlatamadıklarımı bir sonraki yazımda devamı olarak aktarır ve sizlerle paylaşırım.
Attila İlhan Kars kökenli, savcı Bedrettin Bey ile Şam kökenli Emine Memnune hanımın ilk çocuğu olarak 1925 yılında İzmir’in Menemen ilçesinde dünyaya gelmiş. İki kardeşinden Cengiz İlhan avukat, Çolpan İlhan ise sinema oyuncusu olup Sadri Alışık ile evlenmiş. Bu evlilikten olan bir de yeğeni Kerem Alışık olmuş.
Babası emekli olduktan sonra İzmir’e yerleşerek avukatlık yapmış. Babası da aruz ile şiir yazarmış.
Attila İlhan İzmir Atatürk Lisesi’nde okurken birinci sınıfta kız arkadaşına yazdığı mektupta Nazım Hikmet’i yazdığı için tutuklanmış. Üç hafta gözaltında kalmış. İki ay hapisten sonra okuma hakkının verilmesi için Danıştay kararı ile 1944 de okuma hakkını kazanarak İstanbul Işık Lisesinde öğretimine devam etmiş. O mektup yazdığı komşu kızı Vacide imiş. Haftalarca mektuplaşmışlar. Mektuplarında Nazım Hikmet’in şiirini yazmış. Mektuplarını imha etmesini bildirmesine rağmen, bir gün Vacide’nin okulunda bir arama sırasında bu mektup bulunmuş. O zamanlar Nazım Hikmet’in şiirlerinin yayımlanması ve paylaşılması yasakmış. Müdür yardımcısı bir gün Fransızca dersinden Vacide’yi alarak polise teslim etmiş. Sorgulamadan sonra da durum ortaya çıktığında, Atilla İlhan tutuklanmış.
Babası hukukçu olduğu için onu kurtarmaya uğraşmış. “Asabiyet” bahanesiyle Manisa Emraz-ı Akliye ve Asabiye hastanesinde (bugünkü Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi) müşahede altına alınmasını istemiş.
Yazar daha sonraları yazdığı “Burada Bir Mahkûm Var” romanını buradaki gözlemlerinden faydalanarak yazmış.
Hastane başhekimini yaşamı boyunca minnetle anmış. Çünkü verdiği rapor onun serbest kalmasını sağlamış.
Başhekim Attila Beyi odasına çağırarak “hasta falan değilsin, kurtulman için hasta demem yeterli ama bu gelecek hayatını etkiler, hasta değil desem ağır ceza yersin, sana yazık olur. İkisinin arası bir şey yazacağım.” Der. Böylece bu raporla yaşının küçük olması sebebiyle de mahkûmiyeti sona erer. (1)
Vacide ile bir daha görüşememiş. Liseden sonra kayıt olduğu İstanbul Üniversitesindeki Hukuk Fakültesini de bitirmeden ayrılmış. İlk şiir kitabı olan “Duvar” 1948 yılında basılmış. Özgürlük, yurtseverlik, barış ve insanlık temalarını işlemiş. Şimdi elimde Duvar şiir kitabının 8. Basımı var. Yazarın kitap sonunda bir de notu mevcut.
“Duvar’ın ilk basımı, bunun aşağı yukarı üçte biri kadar, ufacık bir kitaptı” diyerek kitap yazım ve basımını anlatmış.
Bu konudaki açıklamalarını şöyle sıralamış. Birinci olarak “Onu annemin verdiği bin lirayla çıkardım. Bu paraya anca bu boyutta kitap çıkarmak mümkündü” demiş. İkinci olarak da “ilk kitabım olduğu için, ortalığa en iyi şiirlerimle çıkmak isteyim beni acımasız bir elemeye sürükledi.” Diye söylemiş. Üçüncü olarak da “o sıralarda hazırladığım ‘Destan’ı ayrı bir kitap yapmayı tasarladığımdan bu kitaba ondan hiç şiir almadım.” diye kitap basımındaki sıkıntılarını dile getirmiş. (2)
Attila İlhan ilk olarak “Balıkçı Türküsü” şiirini yazmış. Nevin Yıldız ve Beteroğlu takma adlarıyla Yücel dergisinde şiirler yayımlamış.
Gözlük kullanması nedeniyle “Gözlüklü Hamdi” mahlasını kullanarak şiirler de yazmış. Devamlı şapka takmasından “Kaptan”, “Kasketli Şair”, Yalnız Şövalye”, “Bütün Yolların Haydutu” diye de anılmış. (3)
Bir de lise son sınıfta iken kendinden habersiz amcası, “Cabbaroğlu Muhammet” şiirini CHP’nin açmış olduğu yarışmaya göndermiş. İkincilik ödülü kazanmış, bu yarışmada, birinciliği Cahit Sıtkı Tarancı, üçüncülüğü ise Fazıl Hüsnü Dağlarca kazanmış. (4)
Matematik ve astronomi tahsili yapmak istemiş ise de babası buna izin vermemiş.
Romanlarında yerel ve kırsal olayları, şehir insanını, yakın dönem tarihini siyasi ve ekonomik yönden ele almış.
Şairin şiir kitaplarının sonunda “Meraklısı için ekler” vardır. Bu durum o güne kadar genellikle görülmemiş. Daha sonra diğer yazarlar da bu şekilde yazdıkları şiir kitaplarında böyle açıklamalara yer vermişler.
Evliliği hiç istemeyen şair, İngilizce öğretmeni Bilket hanımla 8 Ocak 1968 yılında evlenmiş. Bilket hanımın çocuk sahibi olmak isteği, yazarca kabul görmeyince bu evlilik 1984 yılında sonlanmış.
Sinemayla da ilgilenen yazarın “Kartallar Yüksek Uçar” dizisi ünlüydü, bir zamanlar akşamları hepimizi eve bağlardı.
Yaşamında birçok ödül alan yazar, “Tutuklunun Günlüğü” ile 1974 yılında Türk Dil Kurumu Şiir Ödülünü, “Sırtlan Payı” romanı ile 1975 yılında da Yunus Nadi Roman Armağanı ödülünü almış.
10 Ekim 2005 günü saat 23;00 de evinde geçirdiği kalp krizi sonucunda İstanbul’da aramızdan ayrılmış. Aşiyan mezarlığında toprağa verilmiş. (5)
Hasan OKURSOY 14 Kasım 2020 Yelki
Kaynak; (1) Ayşen Cumhur Özkaya, Pazartesi 14 Neyya Edebiyat Grubu 10 Ekim 2020. (2) Atilla İlhan, Bütün Şiirleri I Duvar, Bilgi Yayınevi 8. Basım Mart 1996, (3) Ayşen Cumhur Özkaya, Pazartesi 14 Neyya Edebiyat Grubu 10 Ekim 2020. (4) Age. (5) Age.
