ATATÜRK ve CUMHURİYET 2
- 15 Kas 2022
- 2 dakikada okunur
Atatürk’ün ve cumhuriyetin ülkemize getirdiklerini ne kadar anlatsan, ne kadar yazsan bitmez.
Listelist’de de Atatürk’ün Profesör Sadi Irmak’la yaşadığı duygusal bir anısı, “Sizleri Bir Kıvılcım Olarak Yolluyorum” başlığı altında anlatılmış. (1)
Sadi Irmak öğrenci olduğu yıllarda İstanbul Üniversitesi’ndeyken okulun panosunda “Avrupa’ya talebe yollanacaktır.” Şeklinde yazılmış bir ilan görmüş.
Ülke savaştan yeni çıkmış, Lozan yeni imzalanmış, büyük sıkıntıları olan ülkemizde, Avrupa’ya talebe yollamak gibi bir düşünce Sadi Irmak’a biraz lüks gelmiş. Yine de şansını denemek istemiş ve müracaat etmiş. 150 kişinin içinden seçilen 11 kişi içinde kendi isminin de olduğunu görmüş.
Atatürk, Sadi Irmak’ın isminin yanına “Berlin Üniversitesi’ne gitsin” diye not düşmüş, fakat Sadi Irmak gitmek ile gitmemek arasında kararsızlık içinde Sirkeci Gar’ında” Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı?” diye düşünürken, gitmemeye karar vermiş ve tam geriye dönerken posta dağıtıcısı “Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var.” Diye kendisini çağırıp telgrafı vermiş.
“Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz. İmza – Mustafa Kemal” Şeklinde yazılı Telgrafı okumuş ve düşüncelerinden dolayı utanmış. “Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme.” Diye kendi kendine söylenmiş.
İşte Atatürk, öğrencilerin ne düşündüklerini sezebilen bir öngörüye sahipmiş. Bunu sezmiş ve Sadi Irmak gibi seçtiği on bir öğrenciye bu telgrafı ayrı ayrı göndermiş.
Sadi Irmak da “Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşerî Fizyoloji Enstitüsü ‘nü kurdum. Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.” Diyerek başarısını anılarında aktarmış. (1)
Atatürk’ün ve cumhuriyetin eğitime getirdikleri budur. Atatürk bu nedenle farklıdır. 1923 yılında o kadar işinin yanında, yurt dışına öğrenci göndermesi ve onların her birine telgraf çekmesi sıradan bir olay değildir. Bu nedenlerden dolayı Atatürk başarmıştır.
Atatürk, eğitimin devletin asil görevi olduğunu, devletin kontrolü altında yürütülmesi gerektiğini, çağdaş dünyanın ihtiyaçlarına ve bilime dayandırılmasını istemiştir.
Eğitimin ulusal karakter taşımasını, laiklik ilkesinin gözetilmesini, öğretimde birliğin sağlanmasını, karma eğitimin verilmesini, üretici olmasını ve yaygın eğitimin de verilmesi Atatürk’ün eğitimde ilkeleri olmuştur.
“Atatürk’ü anlamak için, onun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni neden kurduğunu; saltanat ve halifelik makamlarını neden kaldırdığını; Cumhuriyeti neden ilan ettiğini; Öğretim Birliği Yasası’nı ve Medeni Kanun’u neden çıkardığını; üniversite reformunu neden gerçekleştirdiğini; Türk Dil Kurumu’nu ve Türk Tarih Kurumu’nu neden kurduğunu; kadınlara seçme ve seçilme hakkını neden verdiğini, kadınları neden eğitim ve çalışma yaşamının eşit bireyleri haline getirdiğini; toprak reformu hareketini neden başlattığını; Halkevlerini neden kurduğunu; laiklik ilkesini neden anayasa maddesi haline getirdiğini anlamak gerekir.” Diye Örsan Öymen de Cumhuriyet Gazetesindeki köşesinde yazmış.
“Atatürk’ün uğrunda öleceği ve yaşayacağı bir davası vardı. O dava da ileri uygarlık seviyesine ulaşmaktı, bilimde, felsefede, sanatta, eğitimde, siyasette gelişmekti, cehaletten kurtulmaktı; monarşinin, teokrasinin ve feodalizmin yıkılmasıydı, halkın egemen olmasıydı, adaletin sağlanmasıydı; cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, ulusçuluk, devrimcilikti.” Diye yazısında anlatmaya devam etmiş.
En sonunda da “Adalet için ölümü göze alacak cesarete sahip olan insanlar ölümsüzdür. O nedenle 10 Kasım’da, Atatürk’ü ölümünün değil, ölümsüzlüğünün yıldönümünde andık.” Diye Atatürk’ü farklı bir şekilde anlatmış. (2)
Bu nedenle Atatürk ölümsüzdür, fikirleri ve bıraktığı cumhuriyet ilelebet yaşayacaktır.
Hasan OKURSOY
16 Kasım 2021
Yelki
Kaynak;
1- Doğan Yılmaz, Atatürk’ün Profesör Sadi Irmak’la Yaşadığı Duygusal bir Anısı “Sizleri Bir Kıvılcım Olarak Yolluyorum” başlığı altında 21 Eylül 2017 tarihli Yeni Nesil medya platformu, Listelist com.
2- Örsan K. Öymen, Atatürk, 14 Kasım 2022 tarihli Cumhuriyet Gazetesi.
