EDGAR ALLAN POE
- 7 Eki 2022
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Eki 2022
Şair “Eğer henüz bir şiir ruhunuzu paramparça etmediyse; henüz şiir sanatıyla karşılaşmamışsınız demektir.” Diye söylemiş. Yazdığı şiirlerde de bunu yansıtmış. Bugün yazar Edgar Allan Poe’yu ve ünlü “Annabel Lee” şiiri ile arkasında yatan acı öyküsünü şair hakkında yazılanlardan da alıntı yaparak anlatacağım.
Birçok klasik yazar unutulup gitti, fakat Edgar Allan Poe hala şiirlerinde yaşıyor ve ilgi çekiyor. Annabel Lee şiiri okumayan hemen hemen yoktur.
Edgar Allan Poe, üç yaşındayken tiyatro oyuncusu annesini ardından da babasını kaybetmiş. Daha sonra da genç tüccar John Allan ve eşi onu evlatlık olarak almış. Varlıklı olan bu ailenin yanında iyi bir eğitim alma imkânı bulmuş. Onu bir evladı gibi seven Frances Allan 1829 yılında ölünce ailesinden de mecburen ayrılmış.
Yanlarında yaşadığı Maria Clemm’in on üç yaşındaki kızı Virginia ile evlenmiş.
Öyküler, şiirler ve eleştiri yazıları yayınlayarak yazın yaşamında ün kazanmış. Fakat bu ün onu yoksulluktan kurtaramamış. Poe ve eşi hastalık ve yoksulluk içinde sürüklenip durmuşlar ve eşi Virginia ölmüş.
Evlendiklerinde Poe 26, Virginia da 13 yaşındaymış. Çevresindekiler bu evliliğin fazla sürmeyeceğini düşünseler de Poe eşini deliler gibi sevmiş.
Bir virane olan evleri, elma ağaçları ile çevrili güzel bir yermiş, her an yıkılacak kadar kötü olmasına rağmen orada mutlu bir hayatları olmuş.
Anlatıldığına göre “Poe bu evi üç dolar aylık kirayla tutmasına rağmen bu kirayı bile ödeyememiş. Yeterli yiyecekleri olmadığından küçük karısı Virginia hastalanmış. Lakin paraları da yokmuş. Yiyecek bir şey de alamazlarmış, ama mutlu imişler.
Bazen günlerce bir şey yiyip içmeden aç karnına otururlarmış... Bahçede hindibalar yetiştiği zaman toplayıp, pişirerek karınlarını doyurmaya çalışırlarmış. Poe ile karısının açlıktan öleceklerini hisseden komşuları, acıdıklarından sepetlerle yiyecek getirirlermiş.
Bu evde ölmüş olan Virginia, aylarca saman dolu yatakta yatarak, bedenini sıcak tutacak bir elbiseden mahrum olması onun ölümüne sebep olmuş. Çok soğuk günlerde annesi kollarını, Poe da ayaklarını ovalayarak ısıtmaya çalışmışlar. Poe, West Point'te giydiği er kaputunu Virginia'nın titreyen vücuduna örterken, kedileri de ayakları ucuna yatırarak ve annesiyle durmadan okşayarak ısıtmaya çalışmışlar.
Biricik karısı öldüğü zaman Poe'nun cebinde cenazeyi kaldıracak kadar parası bile yokmuş. Komşulardan biri yardım etmese sevgili Virginia'sı Pottersfield'deki kimsesizler mezarlığına gömülecekmiş.
Fakat Poe, evlendiği ve çok sevdiği tek kadın olan Virginia'yı hiç unutmamış. O evin bahçesinde oturup günlerce hasretini çektiği biricik karısı için lirizmin doruğundaki şiirlerini yazmış.
"Annabel Lee" şiiri de bu masalsı aşkla ve o unutulmaz ıstırapla yazılmış. (1)
İşte Allen Poe’nin ''Annabel Lee'' şiiri, Virginia'nın ölüsüne verdiği isim olarak böyle anılmış durmuş.
Bundan olacak Melih Cevdet Anday çevirisini de yaptığı şiir hakkında “Adgar Allan Poe’nun Annabel Lee şiiri genç yaşında ölen eşinin izini taşır.” Demiş. (2)
Yaşamı boyunca hastalık ve yoksullukla mücadele eden Edgar Allen Poe, 1809 da doğmuş ve 7 Ekim 1849 tarihinde genç yaşta o da yaşama veda etmiş. Unutulmaz şiirlere imza atan şair, Annabel Lee şiiri ile öldükten sonra daha ünlü olmuş. Kullandığı imge ve metaforlarla dikkat çekmiş.
Safiye Akdeniz, Annabel Lee şiirinin şair tarafından 8 Mayıs 1849’da yazıldığını, 1849’da şairin ölümünden hemen sonra şiirin yayımlandığını, romantik edebiyatın önemli metinlerinden olan şiirin realizmin etkisini göstermeye başladığı bir dönemde yazılmasının dikkat çektiğini, Yahya Kemal’in Nazar/ Leyla Şiirleriyle, Edgar Allan Poe’nun Annabell Lee Şiirinin Karşılaştırılmasını yaptığı makalesinde dile getirmiş. Ayrıca; Annabel Lee’nin esin kaynağının kim olduğu konusunda farklı görüşler bulunduğunu, şairin bu şiiri eşi Virginia için yazdığını ve Bayan Whitman’ın Müzik için Kıtalar adlı şiirine yanıt olduğunu kaynak göstererek aynı yazısında aktarmış. (3)
Ahmet Ümit de yazdığı inceleme yazısında, Edgar Allan Poe’nun hastalık, yoksulluk ve ayyaşlıkla geçen kısa yaşamında sarsıcı şiirler ve öyküler yazdığını, ölümünün üzerinden onca yıl geçmiş olmasına karşın hâlâ güncel, hâlâ ilginç, hâlâ çok okunduğunu belirterek “çok genç yaşta yaşama gözlerini yuman, özgün bir kişilik, kalıba dökülmeyen bir ruh, cesur ve yetenekli bir yaratıcı olarak insanlığın ortak belleğinde yer etmeyi başardı” şeklinde yazarı her yönü ile anlatmış. (4)
Güzel şiirler yazan şair, şiirlerinden para kazanamamış. Fakat öldükten sonra bir baş yapıt olan “The Raven” adlı şiirinin el yazması on binlerce dolara satılmış.
Ülkü Tamer tarafından “Kuzgun” olarak çevrilen bu şiir de edebiyat dünyamızda uzun ve güzel bir şiir olarak yer almış.
ANNABEL LEE
Seneler, seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekden başka beni.
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.
Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi, -
Evet! - bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.
Sevdadan yana, kim olursa olsun,
Yaşça başça ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökteki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.
Ay gelip ışır hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim, uzanır beklerim
Sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni.
Şairin ölüm yıldönümünde bu yazımla şairi anmak istedim. Huzur içinde uyusun.
Oktay Akbal da “Şiir, kurşun rengi dünyayı mavileştirir açmayan güneşi açtırır, yağmayan yağmuru yağdırır. İçimize dışımıza…” Diye söyleyerek şiirlerin gücünü anlatmış.
Friedric Hegel de “Güzel sanatların en üstünü ve en zor olanı şiir sanatıdır.” Diye yazarak, yazın alanında, şiir yazmanın üstünlüğünü ve zorluğunu söylemiş.
Öykü ve diğer yazın alanlarında da eserler üreten Edgar Allan Poe, günümüzde en çok Anabell Lee ve bir baş yapıt olan The Raven (Kuzgun) şiirleri ile tanınmış.
Şairin şiir, öykü yazarlığının dışında edebiyat eleştirmenliği de dikkat çekmiş. Yazdığı metinler birçok yazarı edebiyat dünyasında sarsmış.
Belki bir başka yazımda Adger Allan Poe’yu bu yönleri ile de alıntılar yaparak anlatmak isterim. Her yazarda olduğu gibi şairin de yazdıklarında yaşadıklarının izleri görülüyor, onlardan kopmak mümkün olmuyor.
Anlattığım kadar şairin yaşamı ağır mıydı? Belki daha kötü idi. Fakat alıntılardan okuduklarım beni böyle yazmaya götürdü. Bu nedenle yazdıklarında bu yaşadıklarının izlerini görmemek mümkün değil. Annesini görenler ona “bugüne kadar yaşamış en muhteşem bir kadın” derlermiş. İngiltere’den Amerika’ya göç eden bir ailenin kızı imiş. Oyunculuğu seçmiş, on üç yaşında evlenmiş, ilk kocası ölmüş. Daha sonra David Poe ile evlenmiş, Edgar Poe bu evlilikten dünyaya gelmiş. Fakat Poe daha üç haftalık iken baba onları terk etmiş. Chicago’da ucuz bir otelde aşırı alkolden vefat etmiş. Annesi Elizabeth de tüberkülozdan Poe üç yaşındayken ölmüş.
Frances Allan onu evlatlık olarak almış. Poe da üvey annesinin adını göbek adı olarak ölünceye kadar taşımış. Frances de tüberkülozdan daha sonra ölünce, Poe’nun yaşamı bundan sonra yoksulluk ve sıkıntılar içinde geçmiş.
Halası, Poe’yu yanına almış. Fakat eşi olmayan ve beş çocuğu ile yoksullukla savaşan halası da sıkıntılar içindeymiş. Onun on üç yaşındaki kızı Virginia ile evlenmiş.
Yukarıda anlattığım gibi sıkıntıları hiç bitmemiş. Virginia’nın ölümü şairi daha da sıkıntılara itmiş.
Yazımın başında belirttiğim gibi şairin yazarlık yaşamı ve diğer sıkıntılarını bir başka yazımda yazmak isterim. Çünkü bu yazım da çok uzun oldu. Yazar Amerikan edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olarak hala günümüzde anılmaktadır.
Okuduklarımda şunu anladım, yazarı bir yazı ile anlatmak mümkün değilmiş.
Hasan OKURSOY
7 Ekim 2022
Yelki
Kaynak;
1- Osman Aydoğan, Annabel Lee, Şehriyar, 19 Ekim 2020.
2- Melih Cevdet Anday, Şiir Yaşantısı-Şiir Yazıları (Hazırlayan Yalçın Armağan), Sanatçıyı Tanımak, Everest Yayınları, 1. Basım. Ekim-2015, s.40.
3- Safiye Akdeniz, Yahya Kemal’in Nazar/ Leyla Şiirleriyle E. A. Poe’nun Annabell Lee Şiirinin Karşılaştırılması, Folklor/edebiyat, 2022; Yıl- 28(2), Sayı (No) -110.sayı.
4- Ahmet Ümit, Lanetlenmiş Bir Dahi Edgar Allan Poe, Us Düşün ve Ötesi Bülteni, Sayı 8, Anadolu Aydınlanma Vakfı Sitesi, Düşünüyorum Dergisi.
